Harcamalar nereye koşuyor?

Hükümetin “rasyonel zemine dönüş” şekilde özetlediği seçim sonrası politika değişikliğiyle, yaşadıklarımızla, faizlerin artışının etkisini görmeye başladık. Gerek tüketici gerekse firmalar için paranın çok pahalı olduğu bir dönemdeyiz. Hala faizde zirveyi görmediğimizi düşünürsek, çok acılı bir sürecin geldiğini düşünebiliriz.

Tüketiciler için, Mayıs öncesi enflasyon ortamında harcamak avantajlıydı, para değersiz olunca bekletmeden harcamak, araç yada herhangi bir mal almak ,enflasyondan korunmak için tercih ediliyordu. Şimdi ise, kredi ile bir şey almak, inanılmaz kredi faizleri nedeniyle çok zor hale geldi. Tüketici alımlarını azalma trendi başladı. Merkez Bankamızın derlediği hane halkı kredi ve banka kartı harcamalarındaki enflasyondan arındırılmış reel artış verilerine göre, bu yıl 2.çeyrekte (nisan,mayıs,haziran) zirveyi gördük ve 3.çeyrekte iniş başladı. Yılın son çeyreğinde yavaşlamanın hızlanmasını bekleyebiliriz.

 

İhracat kan kaybederken, iç piyasadaki yavaşlamanında etkisiyle , pek çok tekstil firmasının nakit akışında sorunlar artmaya başladı. Ticari krediler %50 sınırına geldi.Bu seviyeden yeni kredi almanın sürdürülebilirliği olmayacağından , firmaların işlerini küçültmeye gitmesini bekliyoruz.

 

Bu seviyeden ihtiyaç kredi kullanmak isteyen tüketici sayısı azalmaya başlayacaktır.Tüketici ve taşıt kredi faizleri son altı ayda iki katına, ticari kredi ise 3 katından fazla artmış oldu.Bu da piyasadaki talebin azalmasına ve firmaların siparişlerinde gerilemeyi beraberinde getirecektir.

 

Yerel seçimler öncesi kredi faizlerinde bir iniş beklentisi olsada , çok kısa bir zaman için olacağını ve sonrası yüksek faizin desteğiyle enflasyonla mücadele programının uygulanmasını bekliyoruz. Acı reçeteyi halkın hissetmeye başladığı bu günlerde, henüz başında olduğumuz bu yeni “rasyonel zemindeki” ekonomik program, birkaç yıldır yaşadığımız “irrasyonel zemin” faturasını bize ödetecektir. Fatura ödemeyi kimse sevmez. Bakalım kim bunu küçük bir parça ödeyerek paçaya kurtaracak ve kime büyük parça kalacak.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizde ve Avrupa’da Asgari Ücretler

İşçiler yine beklentilerinin altında kalan bir ücret artışıyla yılın ikinci yarısına girecekler. Ülkemizde asgari ücret, ortalamaya yakın bir ücret haline gelmeye başladı. Toplumun yarıya yakınını direkt ilgilendirmesi yanında , daha üst ücretler için de referans teşkil ediyor. Durumu Türkiş’in Haziran 2022 Açlık ve Yoksulluk Sınırı raporuna göz atarsak daha iyi anlarız.

4 Kişilik Bir Aile İçin.

Açlık sınırı 6.391 TL ile mevcut asgari ücretin 891 TL üzerindedir.

Mutfak enflasyonundaki 12 aylık artış %117,3 oranındadır.

Yoksulluk sınırı  20.818 TL’dir.

Bekar bir çalışanın aylık yaşama maliyeti 8.313 TL’ye ulaştı. Bir kişi için 1,5 asgari ücret gerekiyor.

İşçi ve İşveren Büyüme’den Ne Kadar Pay Alıyor?

Peki bu yılki büyüme rakamlarına göre işçi-işvereni aldıkları paydaki değişimlere bakalım. 2020 işgücü ödemeleri %39,1 deydi. 2021 de %35,5 ve 2022 de %31,5 ‘e doğru azalma trendinde olduğunu görüyoruz.

Bu arada işveren payını belirten net işletme artığı/karma gelir kaleminde ise 2020 ‘de %41,7 ‘di. 2021 de %45,6 ve 2022 ‘de %47,6 ile yükseliş trendine devam etmektedir. Hükümetin “Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar. Çarklar dönüyor”  demesi bu tabloyu özetlenmiştir.

Bizi Avrupalı İşçiler mi Avrupalı işverenler mi kıskanıyor?

Disk Araştırma Merkezi’nin Eurostat verilerinden derlediği aşağıdaki asgari ücret tablosuna bakalım. Ülkemizin Avrupa’da Arnavutluk’un önünde son sıralarda olduğunu görüyoruz.

 

10 yıllık değişime bakarsak, Romanya’da her yıl %12  ve Bulgaristan’da yıllık %9 büyüme bile bizi geçtiklerini görüyoruz. Bunu Edirne’yi Bulgarların ucuzluk için geldiklerinde anlamaya başlamıştık. Bundan sonra onların istikrarlı reel ücret artışıyla, turizmde Romen ve Bulgarları daha çok göreceğimize eminim. Buna karşın bizim ülkemizde her yıl %1 küçülme ile Euro bazında işçilerimizin geliri azalma trendindedir. Arnavutluk’u da birkaç yıl sonra geçersek şaşırmayalım.

Asgari ücret aslında Avrupa ‘da çok yaygın kullanılmıyor. Almanya’da % 6 oranında olan bu oran Bulgaristan’da %14 lere çıkıyor. Nüfusun çoğu daha yüksek ücretler alıyor. Avrupa’da asgari ücret nüfusun az bir kısmını ilgilendiriyor.

Bizde asgari ücret oranı için resmi veri 2018 deki %36 olduğunu gösteriyor. Türkiye’de asgari ücret ortalama ücret olma yolunda ilerliyor. Her yaştan mühendis ya da doktorun başka bir ülkede yaşama isteğini bu rakamlara bakınca daha iyi anlıyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Tekstil ihracatında in&out

Bedelini halkın hayat pahalılığına olarak ödeyeceği, ülkenin krediyle büyüme ve ihracat stratejisine yöneldiği bu günlerde, ihracatta tekstil sektörünün durumunu görebilmek için, son üç yılın ilk 9 ayını karşılaştırdık.

Deri ve Deri Mamulleri

Türkiye İhracatçılar Meclisi (Tim) konsolide ülke gruplarına göre sektörel ihracat rakamlarına baktığımızda; deri sektörümüzün geçen yıla göre %28 büyümesine rağmen 2019 a göre %1 küçüldüğünü  görüyoruz. Küçülme de başı Avrupa ile Ortadoğu ülkeleri çekmektedir.

Halı

Halı sektörü 2019’a göre %30 büyüme göstererek tekstilin alt sektörleri arasında en yüksek ihracat artışını sağlamıştır. Bunda özellikle kuzey Amerika’ya yapılan %96 lik ihracat artışının büyük rol oynadığını söyleyebiliriz.

Hazır giyim konfeksiyon

Talebin çok yüksek olduğu konfeksiyon hazır giyim sektörümüzün Avrupa Birliğinde 2019’un gerisinde kaldığımızı görmek şaşırtıcı oldu. Ortadoğu’da siyasi ambargoların etkisiyle kan kaybının yüksek olduğunu görüyoruz. Kur avantajına rağmen, Kuzey Amerika ve diğer Avrupa ülkeleri sayesinde, 2 yılda %12 lik bir büyüme yakalanabilmiş olduğu görülüyor.

Tekstil ve Hammaddeleri

Dünyanın uzakdoğuyla olan tedarik sıkıntıları, tekstil hammaddeleri (elyaf, iplik, kumaş) ihracatımızı artırmış ve iki yılda %24 lik bir artış sağlanmıştır. Burada Avrupa ve ABD başı çekmiştir.

Sonuç

İki yıllık değişimlere bakıldığında, müthiş kur avantajına ve uzak doğudan alımın azaldığı bir dönemde olduğumuzu düşünürsek, büyümenin çok da yüksek görünmediğini söyleyebiliriz.

Asgari ücretin 300 $ ve son iki yılda %72 artan Euro ile bu kadar ihracat artışı yapabiliyorsak, sektörümüzün katma değer ve moda üretiminde hala zayıf olduğunu anlıyoruz. Çoğu firmanın tüm personelini asgari ücretle çalıştırmayı hak görüp, “işçi bulamıyoruz” sızlanmalarını çokça duyduğumuz bu günlerde, sadece makine yenilemesine değil, insan kaynağına da daha fazla yatırım yapıp, çalışanlara daha yaşanabilir gelir yaratacak hale gelmesinin vakti gelmiş görünüyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Tekstilde Pandemi Gölgesindeki Şehirlerimiz

İstanbul ön planda olup ihracatı göğüslerken, genellikle diğer şehirler arka planda kalır. Bazı şehirlerimiz bir yandan İstanbul’un hazır giyim ihracatı için hammadde sağlarken, bir yanda da kendileri ihracata katkı sağlamaktalar. Bu yazımızda Korona salgınının yarattığı zorlayıcı ortamda, ihracat potansiyellerini korumaya çalışan sektörün, alt sektörler ve genel ihracat içinde,bu şehirlerin payını irdelemeye çalışacağız.

İhracat

Türkiye’nin pandeminin de etkisiyle toplam ihracatı 180,8 milyar $ dan 169,5 Milyar $ düşerken %6,3 küçülme göstermiş, tüm tekstil alt sektörleri toplamında küçülme %4,9 gibi nisbeten daha iyi gerçekleşmiş ve ihracat pazarlarında gücümüz büyük ölçüde korunmuştur.

Tabii bu süreçte her şehir aynı performansı gösterememesi tekstilin alt sektörleriyle ilgilidir.Bu süreçte Bursa ve K.Maraş ‘da kayıplar çok yüksek olurken, Adana bölgesinde %10 gibi ciddi büyüme yakalanmış, diğer illerde küçük de olsa artı ile kapatmayı başarmışlardır.

Tekstil tüm alt sektörleriyle düşünüldüğünde Anadolu’da Gaziantep açık ara İhracat lideri olduğu görülüyor. Onu Bursa ve İzmir takip ediyor.

Bu 6 ilin tekstil hazır giyim ihracatı genel ihracat içinde sadece Adana ve İzmir’de yükseliş gösterdi. K.Maraş’ da 3,3 puan gerileme dikkat çekici seviyede olup, Bursa, Denizli ve Gaziantep’in durumunu koruduğu söylenebilir. Tekstilin alt sektörlerine baktığımızda, bazı illerdeki kayıplar daha net anlaşılıyor.

Deri

Bursa, G.Antep ve İzmir’in tutar bazında yüksek kayıpları olduğu görülüyor

Halı

G.Antep halıda gücünü artırmış , diğer küçük kapasiteli illerde, İzmir hariç küçülmeler görülmüştür.

Hazır Giyim ve Konfeksiyon

Bursa konfeksiyon da %11 kadar küçülürken, benzer büyüklükteki İzmir’de %4 lük büyüme gerçekleşmiştir. Adana ve G.Antep’de umut verici gelişmelerin olması sektörümüz açısından sevindiricidir

Tekstil ve Hammaddeleri

Kumaş ve İplik üretiminde sektörün önde gelen illeri olan Bursa ve K.Maraş’ın  %15 lerdeki küçülmesi, firmaların ciddi kayıplarla yılı geçirdiklerini gösteriyor. Diğer iller nisbeten Türkiye’ye göre daha az küçülmeler gösterirken tek büyüme gösteren İzmir’dir.

2021 Yılı Nasıl Gidiyor?

Aşılamanın umut vermesi ile ihracatta üç ayda %14,3 lük bir artış yakalanmış görünüyor. Nisan sonu kısıtlamaların pek çok ülkede kalkmasıyla talebin daha da artması bekleniyor. Bu da geçen yılki yaraların sarılması ve sektörün büyümesi için umut verici işaretler olarak görebiliriz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Tekstilde İhracat Trendi

2020 yılı bitip 2021 yılına başladığımız bu günlerde covid-19 nedeniyle belirsizliklerle dolu bir yıla giriyoruz. He ne kadar aşı gelmeye başlasa da, gerek aşı miktarının yetersiz olması gerekse aşının mutasyona yetersiz kalma ihtimali herkesi tedirgin ediyor. Normalleşmenin bir başka bahara kalmasını, pek çok sektör kaldıramaz görünüyor. Bu dönemde tekstil özellikle ihracat sayesinde süreçten daha az etkilendiğini söyleyebiliriz.

Sektörün ihracat performansı değerlendirirken son 3 yıla bakarsak, hem Türkiye ihracatındaki oranın hemde değer olarak durumunu koruduğunu söyleyebiliriz. Covid-19 nedeniyle 2020 yılı biraz düşük olsa da  yine de kayıplarını hızla toparlamalaya çalıştığını söyleyebiliriz.,

2020 yılı nasıl geçti?

Türkiye’nin ihracatı 2020 ‘de %6,3 azalırken, Tekstilin toplamında %4,9 gibi bir azalma ile ortalamadan daha iyi bir performans gösterdi. Tek büyüme gösteren halı sektörümüz olurken, deri sektöründen %20 lik bir küçülme görüldü. Hazır giyim %3 küçülürken, iplik&kumaş gruplarını barındıran tekstil de %8 lik bir küçülme oldu.

Tekstil ve Hammaddeleri

Covid-19 nedeniyle Mart ayında başlayan karantina ve kapanmalar nedeniyle ihracatta kesintiler yaşadık. Ay bazında bakıldığında Mart ayında başlayan azalma, Mayıs sonrası tüm dünyadaki normalleşme ile Haziran da artışa geçebildi.

Tekstil ve hammadde grupları olan elyaf, iplik ve kumaş ihracatları, 2020 haziran ayından itibaren 2019 değerleri aştığını görüyor. Özellikle Aralık ayı performansı oldukça yüksekti. Bunda döviz kurunun destekleyici etkisi de olabilir. Ocak ayında da artış trendi sürekmektedir.

Hazır giyim ve Konfeksiyon

İplik ve kumaş ihracatlarına benzer olarak Hazır giyim ihracatımızda, Haziran’dan itibaren sürekli bir artış trendi olduğu görülüyor. Ocak ayında biraz hız kesen artışın, gerileyen kur ve artan pamuk fiyatları nedeniyle nasıl bir şekil alacağını göreceğiz.

İhracatta fiyatlar

İhracatı sadece tutar olarak değil de fiyat olarak da değerlendirmek gerekiyor. Tüik’in yayınladığı Dış Ticaret İhracat Birim Değer Endeksi’ne göre, ihracat birim fiyatlarımız sürekli azalma eğilimde olduğunu görüyoruz. Fiyatlar 2016 ‘ya göre kumaş&iplik grubunda %10, hazır giyimde %20 e varan oranda azalmış olduğunu görüyoruz.

Sektörün tutar olarak ihracatı çok değişmezken, fiyatın azalması daha çok ürün satışı yapıldığını gösteriyor. Artık daha ucuz ama daha çok ürün satıyoruz.

Son yıllarda ürünlerin ucuzlamasında kurun etkisi olduğunu söylenebilir ama bu sürdürülebilir olmayacaktır. Bu yıl kur artışının pek olmayacağı öngörülürken, ihracat artışının fiyat dışındaki faktörlerle sağlamayı ne kadar başaracağımız bu yılki performansımızı belirleyecektir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Tekstil&Hazır Giyim de 2021 Fuar Destekleri

Ticaret Bakanlığı’nın 1 Aralık 2020 tarihinde web sayfasından duyurduğu 2021 yılı fuar desteklerinin sektörümüzle ilgili olanlar belli oldu.Yurtdışı satışlarını artırmak isteyen firmaların ilgilenmesi beklenen bu fuarları sizin için derledik.

2021 Yılında Milli Katılımlı Desteklenen Yurt Dışı Fuarlar

2021 Yılı Bireysel Katılımı Desteklenen Sektörel Nitelikteki Uluslararası Fuarlar Listesi

Fuar destekleri için daha fazla bilgi için  https://ticaret.gov.tr/ihracat/fuarlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Covid -19 Döneminde Giysiler Nasıl Yıkanmalı?

Tüm salgın dönemlerimde üzerimize giydiğimiz kıyafetlerin nasıl  yıkanması gerektiği ilk akla gelen sorulardandır. Rutin yaşamımızda kıyafetlerimiz patojenler ile çok sık karşılaşır. Bizlerin ilk koruma kalkanını oluştursa da bakteri ve virüslere sığınabilecekleri çok fazla alan yaratırlar. Giysiler eğer üzerlerinde özel bir önleyici bitim işlemi yoksa bakteri ve virüsleri yayma riski yüksek nesnelerdir.

Sizler için Covid-19 salgını sırasında çamaşırlar nasıl yıkanmalı sorusuna, yapılan testleri de göz önüne alarak, cevap bulmaya çalıştık. Covid -19 salgını sırasında aşağıdaki önerilerimizi dikkate alarak bulaşma ve taşınma riskini en aza indirebilirsiniz.

1. Çamaşırlarınızı halı olmayan ve yüzeyi kolay silinebilir ortamlarda çıkarın ve tasnif edin. Çıkardıktan sonra hemen yıkanmayacaksa mümkünse polietilen poşetlerde ağzı kapalı olarak muhafaza edin.


2. Yıkanmış çamaşırların yine polietilen poşetlerde paketlenmesi veya taşınması virüsün sonradan bulaşmasının önüne geçecektir.

3. Yıkama sıcaklıkları olarak virüslerin yağ tabakalarının çözülmesinde 60 C derece yeterli olduğu görülmektedir.

4. 40C derecede yapılacak yıkamalarda, yağ çözücü özelliği yüksek olan kimyasallar kullanılabilir. Bununla birlikte standart toz deterjanlar da enzim içermeleri nedeni ile yeterli etkiyi sağlamaktadır. Burada kritik konu yıkama süreleridir ve 90 dakikanın altında olmaması gerekmektedir.


5. Pandemi döneminde kurutma makinesi kullanılmasını tavsiye ediyoruz. Kurutma makinelerinin hem sıcaklıkla virüs ve bakterilerin yok edilmesinde etkili olduğunu hem de izole bir kurutma sağladığını unutmamak gerekir.


6. Asarak kurutma yapılacak ise, çamaşırların asıldığı bölgenin izole ve mümkün olduğu kadar güneş gören bir yerde seçilmesi gerekmektedir.

Bize sıkça gelen sorulardan UV kabinlerinin etkinliği konusundadır. Giysiler gölge oluşturmayacak şekilde bu tarz kabinlere asılabilir ise UV-C ışınları virüslerin dış duvarlarına zarar verecektir.

Bununla birlikte uygulamanın süresi ve ışığın şiddeti giysinin kumaşına ve şekline göre farklılık gösterecektir. Burada unutulmaması gereken unsur; telefon, makas, bıçak gibi düz ve sabit yüzeylerdeki kadar kısa sürelerde hızlı bir sonuç almak maalesef giysiler için mümkün değildir. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Tekstilde Korona Korkusu

Herkesin kendi evine kapandığı bugünlerde, Korona en çok  giyim perakendesinde etkisini gösterdi. Fırtına devam ettiğinden hasarı tam ölçemiyoruz. Ama tahminler hiç de umut verici değil. Perakendeci etkilenince, tedarik zincirindeki konfeksiyoncu, kumaşçı  ve aksesuarcının da etkilenmesi kaçınılmaz oldu.

Giyim Perakendesi

Korona öncesi Avrupa ve Amerikalı giyim perakendecileri 2020 yılı için kötümser tahminleri olduğunu belirtiyordu. Fakat tahmin edilemeyen bu krizin, insani ve mali boyutları,  2.dünya savaşından beri görülmemiş bir hasar bırakacağı bekleniyor.

Avrupa ve Amerika’daki pek çok giyim perakendecisi borsa da olduğundan, giyim perakendesinin piyasa değeri şimdiden %40 düştü. Yurtdışında giyim perakendesi ortalamadan kötü bir borsa performansı göstermiş durumda. Çünkü genel beklenti bu yıl ciddi daralma olacağı yönünde. Yapılan araştırmalarda  yıllık 2,5 Trilyon $ lık bir hacmi olan  giyim perakendesinde %27-30 oranında daralma bekleniyor.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tekstil ve konfeksiyon sektörlerine yönelik korona’nın küresel etkisi ve çalışanlara yansıması konusunda bir rapor yayınladı. Küresel çapta bir karantinayla, tüketici talebi düşünce , pek çok tekstil firması sıkıntıya girdi. Çünkü sektör o kadar küreselleşmiş durumdaki , Paris’de bir marka mağazalarını kapatınca, ona ürün yapan Bangladeş’de binlerce konfeksiyon işçisi  işsiz kalabiliyor. Yani süreç tüm tedarik zincirini etkiliyor.

Markalara Covid-19 Etkileri:

Covid-19 kış döneminde etkisini, ürün satışlarını ciddi oranda düşürerek kendini gösterdi. Pek çok mağaza, hem tüketici hem de personelini korumanın yanında , devletin kısıtlaması nedeniyle kapandı. Avrupa ‘da  giyim sektöründeki ileriye dönük tahminlerde 2020 de satışların %40-50 arası düşmesini bekliyor. 

*Adidas’ın Çin’de Ocak ve Şubat’ta satışları %80 düştü . Tahminlerde markanın 2020 ilk çeyreğindeki satışlarının 1,13$ milyar dolar  düşmesi bekleniyor.

*Ralph Lauren , global satışlarının 70 milyon $ düşeceğini bekliyor.

*Gap’ın 2020 ilk çeyrek de 100 milyon dolar kaybı olacağı bekleniyor.

*Inditex’in  39 ülkede 3785 kapalı mağazası olunca, sadece Mart ayının ilk yarısında %24 lük bir satış kaybı olduğu bildirildi.

Küresel borsalarda güçlü bir etki yaratan bu durum, bütün markaların, Adidas, Gap, H&M, ve Inditex’in piyasa değerlerinde erime yarattı.

Markalar online satışlara yönelmeye çalıştılar. Bedava kargo ve ciddi indirimlerle satışları bu kanaldan sürdürmeye çalışmaları da yetersiz kaldı.  ABD ve Avrupa’da hızla yükselen işsizlik ve en kötüsü büyüyen belirsizlik, pek çok müşteri için giysi satınalma ihtiyacı öncelik olmamaktadır. Bizde de benzer davranışı görüyoruz. Herkes haftasonu yasağı öncesi, market kuyruğundayken, internetten t-shirt almak kimsenin aklına gelmemektedir.

İşsizlik ve çalışma koşulları

Düşen üretim ve satışlar, çalışanlara ciddi etki yaratmaktadır. Bu konuda bazı ülkelerden ILO ‘ya gelen bilgilere bakarsak;

*Kamboçya’da 200 fabrikada üretim askıda veya ciddi azaldı. En az 5 bin kişi işini kaybetti.

*Myanmar, Çin’de konfeksiyon için malzeme gelemediğinden, en az 20 fabrika kapandı ve 10 bin kişi işini kaybetti.

*Vietnam yaklaşık 500-800 bin işçi işini kaybetme ile karşı karşıya. En kötü senaryoda bunun 1,3 milyon olarak görebiliriz.

*Bangladeş, 2,17 milyon işçi işsiz kalma riski ile karşı karşıya. Sadece %20 den az firma , işçilerin ücretlerini bir ay dan fazla ödeyebileceklerini söylüyorlar. Hali hazırda 1 milyondan fazla işçi çıkarıldı ya da izne yollandı. Sosyal güvenliğin zayıf olduğu bu ülkelerde işçiler korumasız durumda.

-Yoksul ülkelerde durum böyleyken, ABD ‘de durum pek umut verici değil. ABD ‘de veriler hızlı ve güvenilir geldiğinden, işsizlik için aşağıdaki tabloya bakabiliriz. 

Normalde haftalık 250 bin işsizlik başvurusu olan ülkede, son iki haftada başvurular 6 milyon seviyelerinde gelmeye başladı. Yani son bir ay içinde 20 milyona yakın Amerikalı işini kaybetmiş durumdadır.

Hammadde

Çin’de virüs zirve yaptığı zaman, giyim ve ayakkabı için ham madde tedarik sorunları öne çıkmıştı. Üretim de sorun olur derken virüs tüm dünyaya yayılıp tüketimi de vurdu. Bu pamuk gibi temel hammade fiyatlarını 2008 den beri en düşük seviyesine indirdi.

Uzakdoğulu konfeksiyon ihracatçıları

Bangladeş gibi 30 Milyar $ ‘a (Türkiye hazırgiyim ihracatı 17, 5 Milyar $) yakın konfeksiyon ihracatı olan bir ülkede, korona ülkeye gelmeden , Avrupa ve Amerikalı firmaların sipariş iptalleri geldi.

Bangladeş 2019 yılı konfeksiyon ihracat tutarları

Avrupalı pek çok marka, yüklenmeye hazır ürünleri bile iptal etme çabası içine girdiler. Toplam iptalin 3 milyar $ seviyelerinde olması nedeniyle, hiç değilse üretimdekileri ve hazır ürünleri verebilmek için, Bangladeşli yetkililerin ikna görüşmeleri  sürmekteymiş. 

Sonuç

Dünya ticaretinin geliştiği dönemde iplik, kumaş, aksesuar gibi girdilerin tedarik ülkesi olan Çin, şimdi talep düşerken ticarette ciddi kan kaybetti. Orta vadede, küresel tüketimin tedarik zincirini ve ticaretini etkilenmesi bekleniyor. Bunun sonucu olarak da üretimin,  tüketimin yapıldığı bölgelere yakınlaşmasına hızlandıracaktır. 2018 Ekimde McKinsey tarafından yayınlanan “is apparel manufacturing coming home” raporunda belirttildiği gibi, Avrupalı perakendecilerin  önümüzdeki yıllarda uzakdoğu yerine Avrupa yakınındaki ülkelerden daha fazla ürün tedarik edeceklerini belirterek, alımda Türkiye’yi işaret etmişti. Zaten Türkiye, TL deki erime sonrası ciddi rekabetçi hale geldi. Tüm bunlar Avrupalı için Uzakdoğu out Türkiye in seçeneğini güçlendirecektir.

Mayıs’la birlikte kısmi olarak mağazalarını açacak olan Avrupa ülkeleri olduğunu duyuyoruz. Normalleşme süreciyle firmalar, ellerinde kalan yüksek stoklarını satmaya çalışırken, yeni talepler çok sınırlı olacaktır. Artık Avrupalı 180 günde Çin ya da Bangladeş’ten eskisi gibi tekstil ürünü tedarik etmek istemeyecektir. Yüksek işsizlik, koronadaki 2. dalga beklentisi gibi riskler azalmadığından, Avrupalı markalar temkinli hareket edecektir. Satışların seyrine göre , 4-8 haftada Türkiye’den konfeksiyon tedariği ve yakın ülkeler için kumaş tedariğini artırmalarını bekliyoruz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Korona tekstili de vurdu

Korona korkusu tüm dünyayı sararken, tekstil ihracatımızı da ciddi oranda vurdu. Bunun Nisan sonuna kadar yoğun olarak hissedilmesi bekleniyor. Ama şimdiden evde kalan tüketiciler, pek çok sektör gibi tekstili de ciddi oranda etkiliyor. Özellikle ihracat pazarlarımızın virüsten etkilenmesiyle, Mart ayı ihracatımızda bunu görüyoruz.

Genel ihracat da azalma 

Ticaret bakanlığının verilerine göre Mart ayında ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre -% 17,81 oranında azalmış, ithalat ise % 3,13 oranında artmıştır. 

Tekstil sektöründe korona etkisi

Tekstilde virüsün etkisini Mart ihracat rakamlarında çok net bir şekilde görüyoruz. Özellikle hazır giyim -%27,4 ; deri -%26 ve tekstil(kumaş ve iplik) -%19,4 gibi ciddi şekilde küçülmüştür. Sadece bu grupta  halı ihracatımız  %5,5 artış kaydetmiştir.

Hazır giyim ihracatı

Hazır giyim sektörüne bakacak olursak; Mart ayında ihracatta en büyük pazarlarımızdan olan Almanya -%19 ,İspanya -%40 ve İngiltere -%40  küçülme göstermiştir.

Tekstil (kumaş ve iplik ) ihracatı

Tekstilde ihracatımız Mart ayında -%19,4 küçülmüştür. Bu grupta ana pazarlarımız İtalya -%40,Almanya -%7 , İngiltere -%22, Bulgaristan -%38 , İspanya -%23 Mart ayında küçülmüştür. Buna karşın ABD %22 ve Rusya %28 artış göstermiştir.

Halı ihracatı

Halı ihracatı Mart da %5,5 artış göstermeyi başarmıştır. Bunda ihracatta ilk sıradaki ABD ‘nin %38 artışı başı çekmektedir. Sonraki iki ülke Suudi Arabistan -%2 ve Libya -%4 küçülse de sektör Mart ayını artışla bitirmeyi başarmıştır. Halı sektörünün güçlü olduğu Avrupa ülkelerinde ise, Almanya -%24 ve İngiltere -%18 küçülme göstermiştir.

Deri mamulleri ihracatı

Deri ve deri mamulleri ihracatımız Mart ayında  -%26 küçülme göstermiştir. Rusya -%33 , Almanya -%30 , İtalya -%53  ve Irak’ın – %54  küçülmesi bunda etkili olmuştur.

Sonuç

 Mart ayında başlayan Korona virüsün,  ihracat pazarlarımıza yansıyan negatif etkisinin, Nisan ayında daha hissedilir olmasını  bekliyoruz. İç piyasada evde kalın çağrısı tekstil tüketimini durma noktasına getirmişken, ihracatın da hızla kan kaybetmesi tekstil camiasını düşündürmektedir. Uluslararası tekstil fuarlarının iptal edilmesi bunun öncü göstergesiydi. Fırtına devam ederken hasar tespit etmek zordur. İleri dönük umudumuz, virüs sonrası talepler için hem hammadde hem de konfeksiyon altyapısı nedeniyle ilk tercih edilen ülke olacağımızdır. Çin ve Bangladeş gibi ülkelere göre, talebe hızlı bir şekilde cevap verebileceğimizden Avrupa’lı perakendecilerin ilk tercihi olacağız.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı