Türkiye’de 2008-2018 krizlerinin karşılaştırması
Şuan yaşadığımız ekonomik gelişmelerin 2008-2018 deki krizlerin bize etkileriyle, benzerlikleri yada farklılıkları nedir sorusunun cevabı aramak istiyoruz. Bunu yaparken bize Merkez Bankasının verileri yardımcı olacaktır. Dolar kurundaki değişim, halka etkisi açısından enflasyondaki durum, iş dünyası için ticari kredi faizini ve borç seviyesini bu kapsamda inceleyeceğiz.
USD kuru
İlk olarak USD kuruyla başlayalım. Amerika’da Lehman Brothers’ın Eylül 2008 de batmasıyla şiddetlenen küresel krizin , bize önemli bir etkisi Ağustos 2008 de 1,18 TL olan $ kuru, Aralık 2008 de 1,52TL ‘ye gelmiştir. Bunun anlamı bu sert hareketin yaşandığı 3 aylık dönemde %30 luk bir değişim yaşanmıştı. Günümüzdeki durumda ise Mart 2018 de 3,80 TL olan $ kurumuz, Aralık’da 5,30 TL ‘ye yükselerek %40 lık bir değişim göstermiştir.
Ticari Kredi Faizi
Bankaların firmalara açtığı ticari krediler 2008 ortalarında %17 seviyesin deyken, Aralık 2008 de %22 seviyeleri yükselmişti. FED’in ilk parasal genişlemesinin Aralık 2008 de başlamasıyla , bir yıl içinde % 9 lara kadar düşmüştür. Buna karşın Mart 2018 de %17 lerde olan ticari kredi faizleri , %36 lara kadar yükselmiş ve kasım sonu itibariyle %28 lere gerilemiştir. Ancak önümüzde parasal genişleme olmayıp yurtdışı kaynak bulmanın çok maliyetli olduğu bir dönem olduğu düşünülürse, faizlerde hızlı bir düşüş beklenmiyor.
Enflasyon
Tüketi enflasyonunda(Tüfe) 2008 krizi sırasında en fazla %12 leri yükselme görülmüş ancak 6 ay gibi kısa sürede enflasyon %5 seviyelerine kadar inmiş sonrası 8-9 bandında devam etmiştir.Ancak 2018 de %25 lerde kadar çıkan tüketici enflasyonu %21 seviyelerinde durumunu koruyor. Son kur hareketinin halkın geçiminde 2008 e göre daha ciddi bir zarar yaratacağı aşikardır.
Firmaların ürettiği ürünlerin fiyat değişimlerini takip ettiğimiz toptan eşya fiyatları(Üfe) de ise, 2008 de %18 seviyelerinden 2009 ortalarında -%3 seviyelerine kadar hızlı bir düşüş gördük. Günümüzde ise 2018 Martta %16 olan Üfe , Eylül’de %46’a kadar yükselip Kasım’da %38,5 seviyesine kadar düştü. Düşüşün bir miktar daha devam etmesi beklense de, Üfe ve Tüfe’nin %20-25 li seviyeler dünya ortalamaları %3-5 arasında olduğu düşünülürse, çok yüksek seviyelerde olup hem halkı hem de firmaların gelirlerini eritmektedir.
Özel Sektör Borcu
Bankaların dışında kalan özel sektör borçluluğa bakacak olursak; bir yıldan kısa vadeli borçlar 2008 de 27 milyar $ dan 2009 larda 21 milyar $ inmiş ve sonraki 3 yıl 30 milyar $ aşmamıştır. Sonra trend artış trendine girmiş ve günümüzde 51 milyar $ seviyesi ile en yüksek seviyeye ulaşmıştır.
Bir yıldan uzun vadeli borçlarda ise 2008 de 89 milyar $ lık seviyeden, 2009 sonunda 83 milyar $ a inmiş. 2015 e kadar 80 Milyar $ seviyede kalsa da sonrası artış trendine girip 2018 de 110 Milyar $ ‘a ulaşmıştır. Dolayısıyla krizde dönemlerinde eskiye nazara özel sektörümüz daha yüksek bir borçlulukla karşı karşıya kalmış durumdadır. Kısa ve uzun vadeli toplamı 2008 sonunda 112 Milyar $ iken, 2018 ortasında 161 Milyar $ ‘a ulaşmıştır.
Sonuç
Bu temel veriler ışığında, bu dönemde halkın yüksek enflasyon nedeniyle, 2008 e göre süreci daha derinden hissedeceğini, özel sektörün yüksek ticari kredi faizleri nedeniyle yatırım ve ticarette gerilemenin bekleneceği bir sürece girdiğini söyleyebiliriz. “2018 krizini kolay atlabilecek miyiz ” sorusunun cevabını dünya konjonktüründeki gelişmeler gösterecektir.